TARİH ARALIĞI

Başlangıç Tarihi
Seç
Bitiş Tarihi
Seç

ARANACAK KRİTER

Kriter Seçin
Makale Başlığında

ARANACAK KELİME

Örnek “vergi mevzuatı”

16.12.2013

Davranışsal Vergicilik

Vergi hukukunda alışık olduğumuz yaklaşım, suç oluşturan fiiller dışındaki durumlar için bir fiilin vergi zıyaına neden olup olmadığı ve/veya usullere aykırılık oluşturup oluşturmadığıdır. Buna koşut olarak özellikle vergi incelemeleri sonucunda yapılan tespitlerde “sehven” betimlemesi sıklıkla kullanılır. Sehven kelimesi ile yapılan vurgu, iradi olarak vergi kaybı yaratma amacının bulunmadığı, “farkında olmadan” hatalı işlem yapıldığıdır.

Vergi Usul Kanunu’nun 3’üncü maddesi çerçevesinde vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetini belirlemeye yönelik araştırmalar, incelemeler sırasında, vergiyi doğuran olayla ilişkisi açık olmayan şahit ifadesi dışında her türlü delilin kullanılabileceği esas alındığında, temel yaklaşımın ceza hukukundaki suçun unsurlarının belirlenmesiyle koşut olduğu söylenebilir. Ancak yine temel görülebilecek fark, ceza hukuku terminolojisiyle değerlendirildiğinde, suç oluşturan fiiller dışındaki vergi zıyaı yaratan durumlar için çoğunlukla “taksir” yaklaşımını çağrıştıran “sehven” yaklaşımının esas alınmasıdır. “Kasten vergi zıyaına neden olmak” şeklinde bir yaklaşım ağırlıklı değildir.

Vergi politikalarının belirlenmesi açısından son yıllarda baskın olmak üzere uluslar arası sermaye hareketlerinin, sınır ötesi kazanç aktarımlarının etkin olduğu bilinmektedir. Bu durumun önemli yansımalarından ve son yıllarda gündemdeki örneklerinden biri transfer fiyatlandırmasıdır. Transfer fiyatlandırması konusunda kurumlar vergisi düzenlemelerinin yasal metinler açısından yalın görünmesine karşın, fiili durumun kavranması ve işlemlerin doğru yapılıp yapılmadığı yönünden incelenmesi aşamasında, sadece alım-satım işlemlerinin incelenmesiyle yetinilemeyeceği, bu işlemlerin ardındaki iradenin değerlendirilmesi gerektiği görülmektedir. Bu ise bugüne değin genel ilke durumunda seyreden “sehven” yaklaşımının bütünüyle dışında ve aksi bir yaklaşımı gerektirmektedir. Transfer fiyatlandırması gibi hukuki düzenlemelere uyarlı davranılıp davranılmadığının tespiti, Vergi Usul Kanunu’nun 3’üncü maddesi çerçevesinde gerçek mahiyetin tespitine yönelik araştırmaların çok daha geniş bir çerçevede, işlemin iki ya da daha fazla tarafından da ileri bir düzeyde, rekabet, ticaret hukuku, finans yönetimi gibi ayrıntılarla davranışların/iradelerin ardındaki niyeti belirlemeye yönelik bir yaklaşımı gerektirmektedir. Bu alanda yapılan incelemeler sonucunda yapılan belirlemelerin “sehven” betimlemesiyle sunumu olası görünmemektedir. Bulunulan noktada transfer fiyatlandırması niteliğindeki düzenlemelerle birlikte “Davranışsal Vergicilik” şeklinde betimlenebilecek bir aşamaya geçildiği kanaatindeyiz. Bundan böyle mükellefin “ne” yaptığının yanı sıra, “NEDEN” yaptığı ve bunun sonuçları tartışılacaktır. Yapılan işlemlerde vergi zıyaı sonucu ile karşılaşılmasa dahi, iradenin yöneldiği amaç usul hukuku çerçevesinde de değerlendirilecektir.

 

İyi bir hafta dileğiyle..