TARİH ARALIĞI

Başlangıç Tarihi
Seç
Bitiş Tarihi
Seç

ARANACAK KRİTER

Kriter Seçin
Makale Başlığında

ARANACAK KELİME

Örnek “vergi mevzuatı”

7.01.2013

Yeni Yıl Yıldırmasın: Meslek Mensuplarımıza İthaf Olunur.

Yeni Yıl Yıldırmasın: Meslek Mensuplarımıza İthaf Olunur.

Merhaba!

Yeni yıl ile buluşmak bir sevinç nedeni ise, eski yılı kazasız belasız geride bırakmış olmak da şükür nedenidir. Mükelleflerimiz için bir hesap döneminin bitimini, bir diğerinin başlamasını temsil eder yıl değişimi. Geride bırakılan hesap döneminin sonuçlarını göreceğimiz ve mali tablolarımızı hazırlayacağımız günlerin içindeyiz.

Faturası(belgesi) alınmamış mal ya da hizmet ödemeleri, amortisman hesaplamaları, emtia yönünden envanter çalışmaları, alacakların ve borçların durumu, defter kapanışları ve bir çok ayrıntı. Her yıl sonunun ve yeni yıl başının biraz sıkıcı, biraz gerginlik yaratan, biraz dikkatleri yoğunlaştıran süreçleri.

Muhasebe ile uğraşan meslek mensuplarının, büro çalışanlarının kabus görmelerine neden olabilen tüm bu uğraşlar, özellikle kazanç vergilerinin beyan dönemlerine değin sürer gider. Geceleri yolu gözlenen bir eş, bir anne ya da baba, bir evlat, bir ebeveyn oluverir bu alanda emek verenler. Bir kuruşun “tutmaması”, tatile açılan işyeri kapısının bir hapishane kapısı gibi günlerce açılmayacakmışcasına kapalı kalıvermesine neden olur; o kuruşun nedeni bulunancaya kadar başka bir şey düşünmek dahi haramdır beyinlere.

Eskiler bilir: Rulolu hesap makinelerinin tâbir caiz ise “aspirin” olduğu dönemlerde meslek mensupları, onların çırakları gecelerce rulolar görürlerdi rüyalarında. Her şey yolunda gidip yorgun bir şekilde yatağa uzanan muhasebe emekçileri, tutturulamamış bilanço görüntüsüyle, yetiştirilememiş dönem sonu kayıtlarıyla uyanırlardı geceleri. Şimdi belki bilgisayar ile rulolu makineler tarihe karıştı. Kısmen kullanımından vazgeçmeyenlerimiz olsa da. Ama kâbus bitti mi derseniz, sanmıyorum.  Günümüz muhasebe emekçilerinin rüyalarında çöken bilgi işlem sistemleri, silinen veriler, gelmemiş elektronik postalar, gönderilmemiş e-bildirimler, e-beyanlar var belki de.

Muhasebe emekçisinin çilesi her durumda bitmez aslında. Meslek mensuplarının yerine getirmesi gereken o denli yükümlülük var ki, teknoloji her ne kadar gelişmiş olsa da her şeye karar alan ve o teknolojiyi yöneten insan oldukça emek yadsınmaması gereken en kutsal değer olmayı sürdürecektir.

Yeni yıl,  mükelleflerimizi ve meslek mensuplarımızı yıldırmasın dileğiyle,

 

YORUMLAR

  • Eskiden bilanço tutturmaya çalışıyorduk...Şimdi ay sonu kapanış problemlerimiz var. Her ay, ay sonu geç gelsin, hiç gelmesin istiyorum.:)

    Ziyaretçi

  • İçtenlikle kolaylık dileriz.İSMAİL HAKKI DURA

    Ziyaretçi

  • Elinize sağlık. Her mesleğin kendine has zorluk ve kolaylıkları vardır kuşkusuz. İçimdeki his, eskiden meslek mensuplarının da kamu görevlilerinin, esnafın ve işçinin, çiftiçinin, şehirlinin ve köylünün de kılı kırk yararcasına iş yaptıklarını ve işinin kudsiyetine inanarak, insanlara kaliteli hizmeti önceleyerek, yaptığı işin karşılığını hemen ve tamamını bu gün almayı değil "yarına" da bırakarak, yazınızda belirtilen ve çoğunu bilmediğimiz ve asla bilemeyeceğimiz çileleri çektiklerini düşünüyorum. "Niyet", hani şu her işimizin değerlendirilmesinde esas alınan şey; amacımız,gayemiz, ereğimiz. Evet niyet iyi ve güzel oldukça, niyet; kendimize, evladımıza, eşimize, komşumuza, ülkemize ve nihayet insanlığa güzel bir hizmet için, dünya nimetlerinin ve tabii külfetlerinin hakça paylaşıldığı güzel bir dünya, umutla yeşerecek güzel yarınlar için birşeyler yapmak ise varsın geceleri işlerimiz, rüyalarımıza girsin, uykumuzu kaçırsın, terletsin. Mateessüf ki, bu gün yapmakta olduğumuz çoğu işin ve uğraşının yöneldiği amaçlar bunlar değil. Çoğumuz, bu kadar geniş amaçlara yönelerek iş yapmıyoruz. Ne varsa yaptığımız, hep kendimiz için; aslında çok küçük ve fakat çok fazla büyüttüğümüz kendi dar dünyamız için. Nasıl ki vücudumuzdaki tüm organlarımız bir ahenk içinde iş yapmakta ise insanlık bir vücut, insanlar birer organ misali, ahenk içerisinde olmalı. Nasıl ki vücudun sıhhati, gelişmesi ve ilerlemesi her bir uzvun kendi üzerine düşeni layıkıyla yapmasına bağlıysa, insanlığın huzuru ve gelişmesi de insanların kendi üzerine düşeni layıkıyla yapmasına bağlıdır. Aksi takdirde huzursuzluk, kokuşma, yozlaşma, çürüme, gerileme ve yok oluş mukadderdir. Hiç birimiz kendi halimizden memnuniyetle yetinemeyiz, tek başımıza gerçek mutluluğu yakalayamayız. Gerçek mutluluk, paylaşmaktır.

    Ziyaretçi

  • Çok değerli paylaşımınız için müteşekkirim. İnsanlığın yüksek refahı ve yüksek erdemi için daha çok yorulmak adına sevgiyle.. İSMAİL HAKKI DURA

    Ziyaretçi

Daha Fazla