TARİH ARALIĞI

Başlangıç Tarihi
Seç
Bitiş Tarihi
Seç

ARANACAK KRİTER

Kriter Seçin
Makale Başlığında

ARANACAK KELİME

Örnek “vergi mevzuatı”

18.09.2019

İŞTEN ATILAN VEYA AYRILANLARI BEKLEYEN VERGİ SÜRPRİZİ - 1

Son haftaların vergi gündemini teşkil eden konusu ücretlerin vergilendirilmesi ile ilgili olarak kaleme aldığımız yazı dizimizin ilk bölümü ile beraberiz.

MODERN VERGİCİLİK-VERGİ İDARESİYLE MEKTUPLAŞMA VE RANDEVULAŞMA

Son haftalarda Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yürütülmekte olan bir gönüllü uyum çalışması çok ses getirdi. Gerek ulusal basında gerekse de vergi ile ilgili sosyal medya ve internet sitelerinde ve VSD Köşe sayfalarında konu hakkında çok sayıda yazılar yazıldı.

Bilindiği üzere Gelir İdaresi Başkanlığı -daha somut söylemek gerekirse Vergi Dairesi Başkanlıkları Denetim ve Koordinasyon Müdürlükleri- tarafından bu konuyla ilgili görülen kişilere öncelikle standart bir mektup gönderilerek görüşmeye davet edildi ve şu aralar görüşmeler devam ediyor. İlgili kişilere gönüllü uyum kapsamında kendiliğinden beyanname vermeleri için 15 günlük süreler veriliyor.

Aslında bu konu tam da 482seri numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde 16 madde içerisinde sayılan “İzaha Davet” konularından “3 Yıllık Beyannameler ile Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamelerinin Karşılaştırılması Sonucunda Mükelleflerin İzaha Davet Edilmesi” başlığı altında yer almakla beraber, idare “Gönüllü Uyum”u tercih ederek konuyu cezai yaptırım olmaksızın çözme yöntemini tercih etmiştir.

Ancak devam eden süreçte mükelleflerin kendi iradeleri ile beyanname vermemeleri durumunda pişmanlık yolu da kapatılarak izaha davet veya genel tarhiyat usulleri izlenerek ilgili vergi daireleri tarafından cezalı tarhiyatların yapılması da beklenmektedir.

NEYDİ KONU, NE YAZIYORDU BU SARI ZARFLI MEKTUPTA?

Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından ücretli olarak çalışan çok sayıda kişiye 2017/2018 yıllarında birden fazla işte çalıştıkları, ikinci işverenden elde ettiği geliri kanun tarafından belirlenen haddi (2017 yılı için 30 bin TL, 2018 yılı için ise 34 bin TL) aşmış olması nedeniyle vergilerinin eksik ödendiği ve ilgili mevzuat hükmünce beyanname vermeleri gerektiği ifade edilmiş olup mektupta yer alan iletişim numaralarından bu konuyu görüşmek üzere 15 gün içerisinde randevu almaları ve ilgili idare ile yüzyüze görüşmeleri gerektiği ifade edilmiştir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi bu aralar bu randevulu görüşmeler idare tarafından yürütülüyor.

Bu yazının sonuna da bu talep yerine getirilmezse Vergi Usul Kanunu’nun eksik veya yanıltıcı belge verilmesi halinde uygulanacak cezai işlemlerini düzenleyen 355. maddesine atıf yapılarak mükelleflere aba altından sopa gösterilmektedir.

PEKİ KANUN NE DİYOR?

Bu konuyu kısaca özetlemek gerekirse birden fazla işverenden alınan ücretleri düzenleyen Gelir Vergisi Kanunu’nun 86/1-b maddesi birden fazla işverenden ücret alınması durumunda vergiye tabi yıllık ücret matrahı düşük olan işverenden alınan tutarın 2017 yılı için 30 bin TL’yi 2018 yılı için de 34 bin TL’yi (yıl içerisinde tek işverenden elde edilen toplam gelir) geçmesi durumunda ilgili çalışan tarafından beyanname verilmesi ve arada çıkan fark verginin ödenmesi gerektiğini ifade ediyor.

DAVETE İCABET LAZIM TABİ AMA GİTMESEM NE OLUR? GÖRMEDİM DUYMADIM!

Gelir İdaresi Başkanlığınca yazılan bu yazıda her ne kadar Vergi Usul Kanunu’nun 355. maddesi uyarınca ceza uygulanacağı yazsa da yapılan davetin neticesinde vergi dairesine gitmemek kanunlarımıza göre herhangi bir suç teşkil etmez cezası da yoktur. Zaten ilgili yazıda da eksik veya yanıltıcı bilgi verilmesi halinde ceza uygulanacağı yazmaktadır. Sonuçta henüz sizden istenen bir bilgi ve belge -en azından bu yazı içerisinde- yok, sadece şu durumda beyanname vermeniz lazım diyor yazı.

GİTMEYELİM O ZAMAN

Bunu da bir vergici olarak pek de tavsiye etmiyoruz aslında. Çünkü her ne kadar vergi dairesine gitmemek suç olmasa da sonuçta idare sizin bir konuda açığınızı yakalamış görünüyor ve devam eden süreç sizin bilginiz dışında ve savunma hakkınızda olmadan aleyhinize işleyebilir. İdare de zaten ilk işlemi karşılıklı iyi niyet esasları çerçevesinde başlatmış. O yüzden idare ile inatlaşmamakta fayda görüyoruz.

Arkası Yarın: Yazımız yazı dizisi olarak devam edecek olup “Hikmet-i Hükumetten Sual Olunmaz Ama Kanun Neden Böyle Diyor?” başlıklı bir sonraki yazımız ile konu hakkında mevzuat hazretlerinin görüşlerine yer vereceğiz.