TARİH ARALIĞI

Başlangıç Tarihi
Seç
Bitiş Tarihi
Seç

ARANACAK KRİTER

Kriter Seçin
Makale Başlığında

ARANACAK KELİME

Örnek “vergi mevzuatı”

26.03.2020

TESİS VE MAKİNALARINIZI DEĞERLEYİN FİNANSAL KREDİBİLİTENİZİ ARTIRIN!

 

Bilindiği üzere sanayi işletmelerinin en önemli sabit kıymeti makine ve tesisleri iken, inşaat şirketlerinin ise iş makinalarıdır. Ciddi miktarda sermaye bağlanan bu sabit kıymetler genelde mali tablolarda tarihi maliyetleri ile değerlenmekte, üzerinden geçen onca zamana ve enflasyonist ortama rağmen güncel piyasa değerlerini yansıtamamaktadırlar.

Malum, içinden geçtiğimiz ekonomik konjonktür azalan talep ile ciroların düştüğü, aktif pasif yönetiminin şirketleri zorladığı, finansal kaynaklara hızlı ve ucuza erişmenin ise bu süreçte adete ölüm kalım meselesine ulaştığı bir dönemi yansıtmaktadır.

Bu süreçte, özellikle güçlü öz kaynaklara sahip olmanın işletmeler açısından finansal kredibiliteyi pozitif yönde etkilediğinin ve finansal kuruluşlardan daha fazla kaynağı daha ucuza temin etmekte oynayacağı rolünöneminin ise herkes farkında diye düşünüyorum.

Madem konu finansal kuruluşlara güven vermek adına güçlü özkaynaklara sahip olmaktan geçiyor, acaba şirketlerin aktifinde tarihi maliyetlerle yer alan tesis & makine parkları & iş makinaları piyasa değerine göre değerlenmiş günceldeğerleri ile mali tablolarda gösterilebilir mi, bu konuyu mali açıdan değerlendirmekte fayda var.

Tesis & Makinaları Değerlemek Mümkün

Mali bakımdan değerlemenin amacı; işletmenin finansal durumunu ve faaliyet sonucunu gerçeğe en uygun haliyle tespit etmektir. Mali tablolarda yer alan varlık ve kaynaklar, işletmeye girdiği tarihteki değerini yani o günkü değerini yansıtmaktadır. Bununla birlikte, izleyen dönemlerde ekonomik hayattaki değişmeler, teknolojik gelişmeler, varlığın kullanımı gibi nedenlerden dolayı tarihi maliyet ile cari (piyasa) değer birbirinden farklılaşabilmektedir.Muhasebe bilimi ise bu gereksinimlere bağlı olarak ortaya çıkan sorunun çözümüadına bazı varlıkların yeniden değerlenmesiformülünü geliştirmiştir.

Uluslararası Muhasebe Standartları (UFRS) ve bununla uyumlu şekilde hazırlanan Türkiye Muhasebe Standartlarında (TMS) bu yönteme “Yeniden Değerleme Modeli” denmekle birlikte bu yöntem temelde gerçeğe uygun değer yöntemidir. Bu yöntemde, gerçeğe uygun değeri güvenilir olarak ölçülebilen maddi duran varlık kalemi, ilk olarak muhasebeleştirildikten sonra, yeniden değerlenmiş tutarı üzerinden gösterilebilir.

Yeniden değerlenmiş tutar, yeniden değerleme tarihindeki gerçeğe uygun değerinden, müteakip birikmiş amortisman ve müteakip birikmiş değer düşüklüğü zararlarının indirilmesi suretiyle bulunan değerdir. Gerçeğe uygun değer ise ikincil piyasaya sahip varlıklar için genellikle piyasa değerine işaret etmektedir.

Duran varlıkların, maliyet bedelinden daha yüksek bir bedel olan gerçeğe uygun değer ile değerlenebileceği hususu netleştiğine göre,peki gerçeğe uygun değer, duran varlığın defter değerinden daha yüksek ise aradaki fark doğrudan gelir olarak mı kaydedilmeli sorusu gündeme gelecektir.Cevap ise aradaki farkın doğrudan gelir olarak kaydedilmeyip, öz sermaye hesap grubu içinde sermaye yedekleri alt grubunun altında yer alan “Yeniden Değerleme Fonu” kalemine alınması olmaktadır.Aradaki pozitif farkın doğrudan gelir hesaplarına intikal ettirilmemesinin nedeni ise henüz realize olmamış bir gelirin ya da karın gerçekleşmiş gibi kabul edilmemesi prensibine dayanmaktadır. Değerleme sürecinin mali tablolara yansımasıteknik detaya boğulmadan sade bir biçimde aşağıdaki gibi şablonize edebilir.

 

Yazının devamını okumak için tıklayınız.​