Kamu harcamalarının finansmanı nda en önemli kaynak olan vergi gelirleri, vergi sistemlerini oluşturan çeşitli vergiler kanalı ile elde edilmektedir. Tarihi ve de sosyal bir kavram olan vergi, insanların siyasi birlikteliklerinden bu yana, müşterek nitelikli gereksinimlere paralel ve kaçınılmaz bir uygulama olarak, ancak her siyasi topluluğun yaşam sürecinde çeşitli şekillerde ortaya çıkmış, kamu harcamalarındaki artışlar ve belirli gelir kaynaklarının önemlerinin azalması, yeni vergilendirme imkan ve yöntemlerinin aranması na yol açmıştır. Vergilendirmede meydana gelen karmaşaya basit vergilendirme sistemleri getirmeye yönelik vergi reformlarıyla çare bulunmaya çalışılmıştır. Bu konudaki çabalar, vergiye karşı koymanın en az olduğu ortamlar kollanarak ve çoğunlukla fiskal amaçlara ulaşma yönünde gösterilmi ştir. Çok az sayıda veya çok fazla sayı- da vergilerin oluşturduğu vergi sistemlerinin, faydaları yanında mahzurları nın ağır basması nedeniyle, şüphesiz ki özlenen, karar sayıda verginin oluşturacağı çok vergili bir sistem olacaktı r. Ekonomik amaçlarla en iyi şekilde uyumlaştırılmış böyle bir vergi sistemine varmak ise kolay olmamaktadı r. Vergi sistemleri, ülkelerin iktisadi, mali, siyasi ve sosyal koşullarının da etkisi altındadır. Rasyonel vergi sisteminin oluşturulmasında, ülkelerin bu koşullarını da dikkate almaları gerekmektedir. Aşağıda, vergi sistemlerinde önemli yeri olan özel tüketim vergisi nin tanımına, konusuna ve vergilerin sınıflandırılmasındaki yerine değinilmi ş, Türkiye‘de bu konuda tek yasal düzenlemeye gidilmesi gereksinimi açı klanmaya çalışılmış 12. 06. 2002 tarih ve 24783 sayılı Resmi Gazete’de yayı nlanarak yürürlüğe giren, 4760 Sayı lı Özel Tüketim Vergisi Kanunu öncesinde, Türkiye’de uygulamada bulunan, ancak bu Kanun hükümlerinin genel anlamda, 01. 08. 2002 tarihinde uygulamasına başlanılmasıyla, geçerlikleri kalmayacak olan vergi, harç, fon ve paylar belirtilmiş, yeni Kanun ile ilgili olarak kısa bir açıklamaya da yer verilmiştir