TARİH ARALIĞI

Başlangıç Tarihi
Seç
Bitiş Tarihi
Seç

ARANACAK KRİTER

Kriter Seçin
Makale Başlığında

ARANACAK KELİME

Örnek “vergi mevzuatı”

9.02.2015

Transfer Fiyatlandırmasını Denetlemek Deveye Hendek Atlatmaktan Zor!

Hukukunu ayrıntılarıyla anlatmamıza gerek olmayan transfer fiyatlandırması, işi gereği vergi ile iç içe olanlar yönünden aktüel bir konu olmuştur.  Eski hukukta örtülü kazanç kavramıyla betimlenen durumlar,  transfer fiyatlandırması başlığı altında bir üst kimlik edinmiştir.

Transfer fiyatlandırması, geçmişe nazaran en önemli farklılığı hazine zararı yaklaşımıyla yaratmıştır. Örtülü kazancın varlığı, vergi tarhı ve ceza kesilmesi için yeterli olmamaktadır. İşlemlerin tarafları itibariyle “net vergi zıyaı” diyebileceğimiz bir durumun varlığı araştırılmak durumundadır. İşlem, taraflardan birinde matrah erozyonu yaratmışken diğer tarafta matrah artışına neden olmuşsa hazine zararının olmadığı değerlendirilmekte ve transfer fiyatlandırmasına dayanarak eleştiri yapılamamaktadır.

Transfer fiyatlandırmasının dünya uygulamalarında temel kılavuzu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın düzenlemeleridir. Türkiye de ulusal hukukunu oluştururken bu düzenlemeleri esas almıştır. Bu doğrultuda söz konusu alanın en önemli özelliklerinden biri mükelleflere “ilişkili kişiler arası işlemler sırasında sürekli kontrollü davranmaları” şeklinde betimleyebileceğimiz yükümlülükler getirmesidir. Bu yükümlülükler hesap dönemleri itibariyle de ispat edilir, açıklanır çalışmalar şeklinde veriler, göstergeler, çalışmalar olarak hazırlıklı durmayı da içermektedir. Çünkü konunun ilgili kamu birimlerinde kontrolü gerektiğinde temel alınacak veri mükelleflerin “neyi, neden, neye göre” uyguladıklarıdır.

Transfer fiyatlandırmasının diğer ülkelerin bir kısmındaki uygulamalarda, mükelleflerin sadece işlemler itibariyle yarattıkları vergi zıyaının değil, yukarıda bahsettiğimiz hazır bulundurmaları gereken işlem verilerini gerektiği gibi sunamamalarına dayanan usul ihlallerinin de ağır müeyyideye konu edildiği konuşulmaktadır. Bu yaklaşımın doğru olduğu kanaatimizce kuşkudan uzaktır. Çünkü çok fazla işlem hacmine sahip mükellefler itibariyle fiyatların doğru uygulanıp uygulanmadığının kontrolü dediğimiz çalışma, herhangi bir listede yer alan bir malın ya da hizmetin fiyatına bakarak bir satır bilgisi kontrolü değildir. Herhangi bir mal veya hizmetin ilişkili kişiler arasında olması gereken şekilde fiyatlandırılıp fiyatlandırılmadığının kontrolü sırasında, tabir-i caiz ise kıyaslanacak mal veya hizmetlerin TÜM DNA YAPILARIYLA ÖZDEŞ OLMALARI gerekmektedir. Örneğin bir buzdolabının piyasa fiyatına veya ilişkisiz kişiye satış fiyatına bakarak ilişkili kişiye pahalı veya ucuz işlem yapıldığı söylemek yetmemekte; kıyas konusu buzdolabının en küçük vidasına değin aynılığını belirlemek ve tarafların ödeme koşullarına değin özdeşliği sağlamak gerekmektedir. Bu gerekler uyarınca da mükelleflerin dönem içinde “neyi, neden, neye göre” esas aldıklarını gösteren çalışmaları olmadığı durumda kontrol ölçütlerini “baştan yaratmak” gerekmektedir. Bu ise “deveye hendek atlatmak” ile kıyaslanamayacak bir güçlük taşımaktadır. Bu güçlüğün bir diğer nedeni de özellikle Ülkemizde, transfer fiyatlandırması açısından sektörler itibariyle nesnel olarak esas alınabilir fiyatlandırma aralıkları ya da standartlarının olmamasıdır. Bu güçlüğü mükellefler de yaşayarak dönem içinde bahsedilen çalışmaları oluşturmakta güçlük çektiklerini de ifade etmektedirler. Ancak bu alanda en büyük güçlüğü kontrol eden birimler yaşamaktadır. Çünkü “ehven-i şer” manasında, mükellefler hiç değilse işlem süreçlerini oluşurken kavramakta ve böylelikle asgari araştırma, ölçme, doğruya yaklaşma noktasında zaman avantajına sahip olmaktadırlar.

Uygulamalar, özellikle transfer fiyatlandırması raporu düzenleme zorunluluğu olmayan mükelleflerimizin, bu alanda hazır bulundurmaları gereken ve ilgili hukukun da “istenildiğinde ibrazı” nı zorunlu kıldığı verileri, ölçütleri, çalışmaları kontrolü kolaylaştıracak nitelikte oluşturmadıklarını göstermektedir.  Konu bu alana dair yapılan kontrollerin hızlandırılması açısından işlevsel olup, kontrol sürecinin hızı mükellef lehine de bir durumu temsil etmektedir. Mükellef ve vergi idaresi yararını ortak kılan bu durumun sağlanmasına yönelik, usul müeyyidelerinin ağırlaştırılması da dahil, düzenleme gerektiği kanaatindeyiz. Mükelleflerimizin ve meslek mensuplarımızın da bu konuya daha duyarlı yaklaşarak herhangi bir müeyyide ya da zorunluluk durumunu beklemeksizin, rapor düzenlenmesi gerekmeyen durumlarda dahi, transfer fiyatlandırması işlemlerine dair verilerini, ölçütlerini, çalışmalarını tasdik raporları gibi çalışmaların içerisinde ayrı bir bölüm olarak değerlendirmeleri düşünülmelidir.

YORUMLAR

  • Tamamına katılıyorum.

    Ziyaretçi

Daha Fazla